16 Mart 2015 Pazartesi

kız kardeşlere özel:-)

   Merhaba blogum;
   Kızkardeşim Fatıma artık mutfağı merak etmeye başladığında ona bir tarif defteri hazırlamıştım. Kendi denediğim tam tutan tariflerden oluşan. Arkasına mutfak tüyoları yazmıştım. Nasıl da uğraşmıştım, özenmiştim ince ince... Kız kardeşi veya ablası olmayanları çatlatmıştı bu defter. Böyle bir hediyeye hayır demeyeceğini ima eden çok kişi olmuştu etrafımda ama bu sadece küçük kız kardeşlere özel bir hediyeydi:-) Uzun zamandır paylaşmak istiyordum bu güne kısmetmiş. O da çok beğenmiş çok mutlu olmuştu zaten. Böyle bir ablaya sahip olmanın çok özel birşey olduğunu söylemişti. Eğer ablaysanız bilirsiniz zaten bu iltifatın değerini. Şimdi daha da büyüdü Fatıma, o defterinde sanırım büyümesi gerek, bir defter daha hazırlayayım en iyisi ben. Daha genç kızımsı.. Hmm aklımdan müthiş bir şeyler geçiyor. Yapar yapmaz size göstereyim ben.

7 Mart 2015 Cumartesi

özür dilerim kızım

   Merhaba blogum;
   Bugün karmakarışığım. Aslında uzun süredir öyleyim ama yazma cesaretini yeni buldum sanırım ya da bundan öte bir karışıklık olamayacağını düşündüğümden sana yazmaya karar verdim.
   Kızım, canım;
   Cinsel tacizin, vahşetin, ölümün, yaraların olduğu bu dünyayı sana nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Günlerdir araştırıyorum, okuyorum, seni nasıl bilinçlendireceğimi düşünüyorum. Babanla tartışıyoruz bunu. Sen daha iki yaşında bile değilsin ama biz bunları düşünüyoruz, şimdiden önlem almaya çalışıyoruz. Ne yazık yavrum bunu yapmak zorundayız. Dünya kötü annecim. Keşke karnımda kalabilseydin diyorum bunları düşününce.
   Vardığım sonuç şu;
    eğer sen herhangi birine herhangi bir sebepten gitmek istemezsen sana asla ''Aaa, niye gitmiyorsun kucağına demeyeceğiz.'' Sen birinden hoşlanmıyorsan, hoşlanmıyorsundur bu kadar.
    Kimseden bir şey almamayı öğreteceğim sana
    Ve annen baban teyzen amcan gibi çok yakınların haricinde kimseye güvenmemeyi öğreteceğim sana
    Sana karşı şeffaf olacağız ki sen de bize karşı şeffaf olabil, başından geçen iyi kötü her şeyi anlatabil...
    Çığlık atmaktan korkma.
    Bunlar annecim benim kendi çapımda araştırdıklarımın sonucunda ulaştıklarım.
    Ne yazık annecim bunları yazarken boğazıma bir yumruk oturuyor. Sen dışarıda gördüğün herkesi severken, herkese öpücük atan, el sallayan bir çocukken benim sana öğretmek istediklerime bak. Sen bu kadar dışarıya açıkken ben bunları yaparsam asosyal olacaksın resmen. Oysa ben insanlara barışık ol istiyorum annecim. Biri seni sevince sen de onunla iletişime geç istiyorum. Büyüdüğün zaman karşılık gözetmeden sırf çocuk olduğun için sana yapılan ikramları hatırlayıp mutlu ol istiyorum annecim. İnsanlara güven istiyorum annecim güven olmazsa hayatımızda ne anlamı var ki onca şeyin. Karşılaştığın her insandan şüphe etmek zorunda olma istiyorum kuzucum. Paranoyak olma istiyorum yavrum. Tamam içlerinde en mantıklısı şeffaflık. Ona diyeceğim yok. Ama ben senin cadı biri olmanı da istemem belki tepki çekebilir bu ama ben hanım hanımcık ol isterim, ne yazık asla bunu da istememem gerekiyor. Eğer sana hanım hanımcıklığı gösterirsem çığlık atmayı unutursun. Bu yapmak zorunda olduğum her şeyden utanıyorum annecim ama sen güvende ol diye buna mecburum anla beni...
 

5 Mart 2015 Perşembe

çarpı işi 3

   Merhaba;
   Geçen gün dedim ya çarpı işi iştahım kabardı diye hala ne yapacağıma karar vermiş değilim. Ama önceden işlediğim ve ne yapacağımı bilemediğim çarpı işlerimden birini buldum. Çok severek işlediğim bir modeldi. Zaten şablonu görür görmez renklerine karar vermiştim. Ortaya süper bir şey çıktı ama ben hala ne yapacağımı bilmiyorum.  Belki bana bir fikir vermek istersin?
    Bu şablonum işlemek isteyenler için

 

12 Temmuz 2014 Cumartesi

kabak karnıyarık

     Blogum yemek blogu olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Aslinda niyetim bu değildi ama efendim Ramazan'da bir tek yemek yapmaya enerji buluyorum.
      Başlıkta yanlış okumadınız, gercekten kabaktan karnıyarık yaptım.
Beğendik mi?
Hayır.
Niye paylaşıyorum peki?
Yapmak isteyen arkadaşım sakın yapma. Yok ben illa yapıcam seninkinden de güzel olur diyorsan da buyur yap ama önce bunlari oku:
*karnıyarık yapmak icin kabağın içini bir tek kabuk kalacak şekilde oyman lazım.  Kalın olunca yenilmiyor.
*Haydi diyelim oydun o içinden çıkan kabaklar boşa gidiyor. Ben tek parça olanları kızımın mamaları için buzluğa kaldırdım.  ama yine de küçük küçük bir sürü parça maalesef ki çöpe gidiyor.
*Yanına benim gibi cacık yapmayı da düşünme,  hiç yakışmıyor.
     Yine de ben merak ediyorum dersen görseli burada ve görsel olarak kesinlikle güzel bir yemek:-)



11 Haziran 2014 Çarşamba

sessiz çığlık

    Bugün de bunaliyordu. Bugün de kendini hiç zannetmisti. Kalabalığın ortasında bağırıyor ama sesini kimseye duyuramiyordu. Takati kalmamisti artik gücü tükeniyor o boşluğa bir adım daha yaklaşıyordu.
     Artık uçurumun kenarindaydi biliyordu.. Goremiyordu ama düşmeye başlarsa dönüşü olmadığını hissediyordu. Tutunmaya karar verdi ama tutunacak dal bulamiyordu. Tutmaya calistigi tum dallar elinde kaliyordu. Sesizce beklemeye karar verdiginde de yardimina gelen olmamisti, simdi de kimse gelmiyordu.  Umutsuz gozlrle etrafina bakiniyor onu gorecek birini arıyordu.  Baktı,  bakti, bakti... demek sonum boyle olacakti dedi.
      Aslinda yapmak istedigi cok sey vardi onu bu hale geten neydi? Nasil olmustu da kendini burada bulmustu? Gozunde canlanan gecmisten bir parcaydi: birileri onun hayati hakkinda cok buyuk kararlar aliyordu ve o kenarda izliyordu. Bunu sonra baska birilerinin onun adina verdigi baska kararlar izledi. O hep izliyordu, birileri karar veriyor o yapiyordu. Artik kendine ait fikirleri yoktu. Onune sunulan hayati yasiyordu(!) Cok nadir bir fikir attiginda ise bir şekilde susturuluyordu. Ona artik bir firsat sunulmasi gerektiğini kimse düşünmüyordu. O an farketti ki aslinda o çoktan o uçuruma düşmeye başlamıştı.  Sadece dibe vuracagi günü bekliyordu.  Belki de dibe vurmak kurtuluştu onun icin...

13 Mayıs 2014 Salı

süt reçeli yaptımm

     Ben de yaptım. Ben de neden daha önce yapmadım dedim.
     Pişen sütün kokusu bana hep köyü hatırlatır, aslında ömrüm boyunca köyde durduğum süre üç ay ancaktır. Ama insan etkisinden bir ömür kurtulamıyor demek ki...
     neyse efendimmm dün niyetlendim ve az önce yaptım. Aslında evdeki pastörize sütten yapmayı planlıyordum ama sabah şööyle bir araştırınca taze sütten daha iyi olacağı falan yazıyordu ben de sütümü ısmarladım ve başladım süt reçeli ile bulabildiğim her şeyi okumaya...
    Zormuş, uzun sürermiş, şöyleymiş, böyleymiş ama hepsine değermiş.
    Ben 2 litre sütle yapayım dedim. malum az çıkıyormuş 2 litre sütü pişirdim akşam gelince ama pişen sütü unuttum yani herkesin süt reçeli yaparken taşırdığı sütü ben pişirirken taşırdım. Ama olsun ocağı temizledim sütü tekrar ölçtüm 1700 ml kalmış sütüm olsundu şekerimi ona göre ayrladım. Kayn ayınca karbonatımı ekledim o arada bulaşık yıkadım çamaşır serdim kızımla oynadım çay demledim girdim çıktım karıştırdım. Ne dibi tuttu ne de pütürlü oldu. Zor kategorisindeydi ama ben hiç zorlanmadım kıvamlandıkça heyecanlandım, tadına baktım, hiç  süre de tutmadım.
     Efendiim fazla sıkmadan fotolarımı paylaşayım yalnız fotoları yan yana yerleştirmeyi bilmiyorum bu konuda yardımcı olursanız sevinirim.

öncelikle derin tencere kullandım-ki iyi ki kullanmışım hiç taşmadı:


bu yapım aşamam:



 ve piştikten sonraki hali ve kıvamı:
 bu gördüğünüz tabak çekimden hemen sonra tarafımdan temizlenmiştir=)

ve bu kadar çıktı bilmek isteyenler için:

11 Mayıs 2014 Pazar

çarpı işi 2

     Çarpı işine çocukluğumdan beri hevesim var. doğum yaptıktan sonra vaktim boşlaşınca elime iğne ipliği aldım ve yeniden çarpı işlemeye koyuldum.
     Bu tabloyu teyzemin kızı doğum yaptığında hediye etmek için işledim. Benim bitirebildiğim ilk çarpı işi projesi oldu. kendime de işlemeyi düşünüyorum. Şablonu anchor'un bir dergisinden almıştım.

   Bu bitmiş hali:

 
   Ve bu da çerçevelenmiş:


   Kuzenimin oturma odası lilaydı o odaya çok yakıştığını ve duvara astıklarını söyledi. Gittiğimde onu da yerinde çekip güncellerim.